21 Ocak 2014 Salı

Alex De Souza

Alex, tam adıyla Alessandro De Souza, 14 Eylül 1977'de Coritiba'da dünyaya geldi. Doğumundan bir hafta önce ülkede büyük bir coşkuyla kutlanan Bağımsızlık Günü'nün heyecanı bitmeden, Souza ailesi bir mutluluğu daha dünyaya gözlerini yeni açan oğulları ile yaşadı.

Brezilya'nın güneyinde Parana eyaletinin başkenti olan Coritiba'da dünyaya gelen minik Alexandro'nun hayatı da yaşıtları, kendisinden büyük vatandaşları ya da kendisinden sonra doğanlardan çok farklı değildi. Uzun ve muhteşem güzellikteki Brezilya sahillerinde diğer tüm akranları gibi kum ve top, gün içinde uykudan sonra Alex'in en fazla vaktini alan iki candan arkadaşıydı.

Doğduğu kent olan Coritiba; Sao Paulo ve Rio de Jenairo gibi ülkenin sayılı iki şehrinin hemen altında olmasına rapmen oralara göre oldukça sakindi. Alex de yapı olarak sakin, fazla etliye sütlüye karışmayan örnek bir çocuktu. Böyle bir ortamda yetişen minik Alex'in futboldaki yeteneği ise her geçen gün büyüyordu.

Babasına rağmen futbolcu oldu 
Alex, birçok arkadaşı gibi doğduğu yer olan Coritiba'nın alt yapısında profesyonelliğe gidecek yolda ilk adımlarını atmaya başladı. Ve futbola yıldız kategorisine yükseltecek olan kader önüne ilk önemli fırsatı 9 yaşında çıkarttı.

Alex'in mahalledeki en iyi arkadaşı Silvio, ona Coritiba'nın alt yapısında birlikte oynayabileceklerini söyledi. Artık Alex'in gözü hiç birşey görmüyordu. O da hayranlık duyduğu Zicove Romario gibi yıldız bir futbolcu olabilecekti. Ancak otoriter bir kişi olan babası Adenir, oğlunun futbol oynamasına izin vermiyordu. Onu okutmak ve iyi bir meslek sahibi yapmak amacındaydı. Alex'in futbolcu olma fikrini babasına kabul ettirebilmesi için ona çok iyi bir futbolcu olduğunu ispatlaması gerekiyordu.

Alex yeteneğini gösterme yolunda pek çok zorlukla karşılaştı. Çünkü Coritiba'nın futbolcu adayları çok fazlaydı. Seçmeşerde Alex'in üstün yeteneklerini ancak 10 dakikalık bir süre içinde göstermesi gerekiyordu.

İlk hocası "Profesör" lakaplı bir teknik direktördü. Alex'in yeteneklerini ilk keşfeden de o oldu. Profesör, Alex ile özel olarak ilgilenilmesi gerektiğininin ve antremanları hiç aksatmamasının şart olduğunun farkındaydı. Ama baba baskısı nedeniyle Alex idmanlara ancak gizlice geliyor, bazen de çalışmaları kaçırıyordu. Bunun üzerine devreye giren, Profesör, bir gün Alex'in evine giderek babasıyla özel olarak görüştü ve kendisine oğlunu çok iyi bir futbol kariyerinin beklediğini, dünya çapında bir oyuncu olabileceğini söyledi. Alex'e destek olmasını istedi. Profesör'e göre Alex, byüük bir yetenek ve işlenmemiş bir madendi. Bu sözler Sambası'nın babasını yumuşattı ve gereken izin çıktı.

Futbolcu annenin oğlu

Futbolla yatıp futbolla kalkan bir ülkenin vatandaşı olan Alex'in yine de akranlarına göre önemli bir avantajı vardı. Hem babası hem de dayısı futbolla iç içeydi ve amatör olarak sahada top koşturuyordu. Doğduğu yerde futbol o kadar çok seviliyordu ki bir bayan takımı bile vardı. Ve daha da enteresanı Alex'in annesi Leni, bu bayan takımının golcüsüydü (Cordelia'nın notu: Kız halaya oğlan dayıya derler, Alex direk anneye çekmiş ). Hatta Sambacı'nın annesi hamileliğinin ilk dönemlerinde bile zaman zaman futbol oynadığı için Alex daha dünyaya gözlerini açmadan kendisini futbol arenasında bulmuştu bile! Alex'e göre hem babası, hem de dayısı profesyonel futbolcu olabilecek kadar iyi oyunculardı. Ancek babasının kendi aile sorumlulukları ön plana geldi ve futboldan uzaklaştı. Dayısı ise Alex'in dedesinin ölümünün ardından 7 kardeşin en büyüğü olarak ağır bir yükün altına giriyor ve o da futboldan tamamen kopuyordu.


Milli formayla 15'inde tanıştı 
Brezilya'nın önemli futbolcularından olan Alex, milli formayı 66 kez giydi. Henüz 29 yaşında olan Sambacı, milli takım havasını daha 15 yaşında solumaya başladı. Haziran 1992'de 17 Yaş Altı Milli Takımı'na seçildi ama sakatlanınca oynayamadı. Sonraki yıllarda alt kademelerde 19 kez Mavi-Sarılı formayı giyen Alex, 45 kez de A Milli oldu. Milli Takımı'da Romario, Rivaldo, Ronaldo, Roberto Carlos, Ronaldinho gibi tüm dünyanın yakından tanıdığı isimlerle dostluk kurdu. 1995'te profesyonel olan Alex, A Milli takım formasıyla 1999'da Kupa Amerika, Genç Milli Takım'la da 2000'de Pre-Olimpik Şampiyonluğu yaşadı. Ancak 2002'deki Dünya Kupası kadrosunda yer alamadı.


Alexotan Yakıştırması 
Futbola Coritiba'da başlayan Alex'in, 1996 Toulon Turnuvası'ndan sonra piyasası arttı. 1997 yılının devre arasında Palmeiras'a transfer oldu. Burada önemli başarılar yaşarken spor yazarları Alex için ikiye ayrılmıştı. Kimileri "Brezilya'nın aradığı 10 numara" diyordu. Kimisi de durağan ve pek de hırslı görünmeyen yapısıyla günün futboluna uymadığını ileri sürüyordu. Hatta lakap da bulmuşlardı. Oyun içinde uzun süre kendisini gizlediğği ve kararsız futbol sergilediği için ona "Lexotan" uyku hapından esinlenerek Alexotan lakabı takılmıştı. Ama zaman geçtikçe onu eleştirenler bile Alex gerçeğini kabul etmişti.


En kötü günlerini Parma'da yaşadı 
Palmeiras'tan sonra Flamingo ve Cruzeiro forması giyen Alex'e Avrupa'dan ilk teklif Parma'dan geldi. 2000-01'de Avrupa'ya açıldı. Ancak macerası kısa sürdü. Daha ilk idmanda Teknik Direktör Malesani'nin planında olmadığını anladı. O gece uyuyamadı. "Ben buraya neden geldim?" diye düşündü ve kararını verdi. Parma'dan hemen ayrılacaktı. Sonunda Brezilya'nın en ünlü kulüplerinden Flamengo'ya kiralandı. Ama "Avrupa'da başarılı olamadı" damgası yiyerek geldiği yeni takımında bu psikoloji ile takıma bile giremedi. Tekrar Cruizero'ya döndü ve burada kendine geldi. 2004'te de Fenerbehçeli oldu.


Çocukluk aşkıyla nikah

Futbola başlarken idol olarak Zico'yu seçen Alex, Brezilya Milli Takımı'nın oyuncusu olunca ikinci büyük hayalini de gerçekleştirdi. 1999'da Kupa Amerika'da şampiyonluğa ulaşan Sambası, çocukluk aşkı ile nikah masasına oturdu. Diane ile küçük yaşta başlayan arkadaşlıkları 2000'de ömür boyu ayrılmamak üzere birleşti. 23 Aralık 1999'da nişan yapan genç çift, 9 Mart 2000'de evlendi, 29 Haziran 2000'de ise kilisede nikah yaptı. Genç çiftin mutluluklarını 25 Nisan 2004'te dünyaya gelen Maria Eduarda perçinledi. Minik yavru, Alex ve Diane çiftinin evlerinin neşesi, yaşamlarının rengi oldu.


Frikik mühendisi 
Alex de Souza, futbol hayatı boyunca 250'ye yakın gol attı. Bunların çoğunda da kalecileri frikik atışlarıyla avladı. Transfer olduğu ilk sezon Fenerbahçe formasıyla attığı 29 golün yaklaşık yarısını ölü toplara hayat vererek kaydetti. Geçtiğimiz sezon Diyarbakır ve Kayserispor ağlarına gönderdiğ füzeler, frikikteki ustalığını bir kez daha ortaya koydu. Samsunspor'a attığı rövaşata ise Alex'in en estetik gollerinden biri olarak hem tribündeki onbinlerin, hem de televizyonlardan izleyen milyonların gözlerinin pasını silen nitelikteydi. Sambacı'nın kaydettiği her gol, jenerikleri süsleyecek güzellikte.


Sambanın fanatiği 
Brezilyalı Alex'in, ülkesinin müziğinden, kültüründen etkilenmemesi mümkün mü? Fenerbahçemizin yıldız oyuncusu bu nedenle en çok Samba müziği dinliyor. Ülkesinin ünlü oyuncularının filmlerini izlemeye bayılıyor.

Sevdiği müzik: Samba.. Saatlerce Bethcarmalho ve Zeco Pagodinho dinler.
Sevdiği artistler: Antonio Faguntes, Arlete Sales
Tv'de favorileri: Futbol ve dizi filmler
Parfümü: Calvin Clein
En sevdiği yemek: Siyah fasülye, balık, et yemekleri, İstanbul'a geldikten sonra döner..
Arabası: Chrysler
Beğendiği Film: Macera ve doğa ile ilgili filmler
Hobileri: Salon futbolu eğlenceli geldiği için oynamayı sever. NBA maçlarını izler. Jason Kidd hayranı.
Batıl inancı: 10 numaranın uğuruna inanır, sahaya sağ ayakla çıkar. 



Alex de Souza, Fenerbahçe forması altında 344 resmi maçta 172 gol atıp 136 asist yaptı. Alex 344 maçta 3 kez kırmızı kart görürken 54 kez sarı kart gördü. Alex 1027 şutta 407 kez kaleyi bulurken, %74 isabetli pas ortalaması ile oynadı.

Süper Lig'de 2012-13 sezonunda forma giyen oyuncuların içinde lig 
tarihinde en çok golü bulunan oyuncu ünvanı ile başlayan Alex de Souza'nın toplamda 136 lig golü vardı. Alex, 136 gol ile 100'ler kulübünde 10. sırada yer alan 136 gollü Ümit Karan'ı yakalamayı başardı. Alex de Souza, lig tarihinde en çok gol atan yabancı oyuncu ünvanına sahip.

Alex de Souza, Süper Lig kariyeri boyunca toplamda 136 gole imza attı. Alex bu 136 golün 60 tanesini sol ayak, 25 tanesini sağ ayak, 14 tanesini kafayla, 11 tanesini serbest atıştan, 26 tanesini penaltı atışlarından kaydetti. Alex 48 golü deplasmanda, 88 tanesini takımı ev sahibi olduğu maçlarda kaydetti.

Alex de Souza, Süper Lig kariyeri boyunca 8 kez hat-trick yaptı. Alex, 2010-11 sezonunda 6-0 kazanılan 
Ankaragücü maçında 5 gol, 4-2 kazanılan Beşiktaş maçında 3 gol, 5-2 kazanılan Bucaspor maçında 3 gol, 2008-09 sezonunda 7-0 kazanılan Hacettepe maçında 3 gol, 2007-08 sezonunda 4-2 kazanılan Ankaraspor maçında 3 gol, 2006-07 sezonunda 6-0 kazanılan Erciyesspor maçında 3 gol, 2004-05 sezonunda 5-0 kazanılan Ankaragücü maçında 3 gol, 2004-05 sezonunda 3-2 kazanılan Gençlerbirliği maçında 3 gol atmıştı.

YABANCI OYUNCU REKORU
2010-11 sezonunda Süper Lig’de 28 gol atan Alex de Souza, böylece bir sezonda en fazla gol atan yabancı oyuncu oldu. Alex’den önce Süper Lig’e bir sezonda en çok gol atan yabancı oyuncu rekoru Şota Arveladze’ye aitti. Şota Arveladze 1995-96 sezonunda Trabzonspor formasıyla ligi 25 golle gol kralı olarak tamamlamıştı.

2010-11 sezonunda Ankaragücü maçında takımının attığı 6 golün 5 tanesine imza atan Alex de Souza, böylece Süper Lig tarihinde bir maçta en fazla gol atan üç yabancı oyuncudan biri olmuştu. 1996-97 sezonunda Trabzonspor takımından Shota Arveladze Eskişehirspor’a 5 gol atarken, 2000-01 sezonunda ise Galatasaraylı Mario Jardel Erzurumspor’a 5 gol atmıştı. Süper Lig tarihinde bir maçta en çok gol atma rekoru ise 1992-93 sezonunda Fenerbahçe’nin Karşıyaka’yı 7-1 yendiği maçta 6 gol birden atan Tanju Çolak’a ait.

Süper Lig’de 2010-11 sezonunu attığı 28 golle gol kralı olarak tamamlan Alex de Souza, bu onuru 2.kez yaşadı ve böylece lig tarihinde 2 kez gol kralı olan ilk ve tek yabancı oyuncu oldu. Daha önce Fenerbahçe formasıyla 2006-07 sezonunda 19 gol atarak Süper Lig’in gol kralı olan Alex de Souza, 2010-11 sezonunda da 28 gol atarak Süper Lig’in gol kralı oldu. Ayrıca Fenerbahçe takımı Alex de Souza’nın gol kralı olduğu her iki sezonda da şampiyon oldu.

Fenerbahçe'nin Avrupa kupalarında en golcü futbolcusu ünvanına sahip Alex, sarı-lacivertli formayla Avrupa kupalarında 61 maçta toplam 15 gol kaydetti. Alex de Souza aynı zamanda Türk takımlarının Avrupa kupalarında en çok gol atan ve en çok Avrupa maçı oynayan yabancı futbolcusu durumunda bulunuyordu.

Alex de Souza, Fenerbahçe forması altında 344 resmi maçta 172 gol attı. Alex de Souza, Fenerbahçe forması altında 344 resmi maçta 172 gol atıp 136 asist yaptı. Alex 344 maçta 3 kez kırmızı kart görürken, 54 kez sarı kart gördü. Alex 1027 şutta 407 kez kaleyi bulurken, %74 isabetli pas ortalaması ile oynadı.

17 Ocak 2014 Cuma

Mario Götze

Mario Götze (d. 3 Haziran 1992), Bundesliga ekibi Bayern Münih'da ofansif orta saha olarak görev yapan Alman futbolcu. Orta sahanın sağ kanadında da oynayabilir. Götze hızı, tekniği ve yaratıcılığı nedeniyle gelecek vaadeden bir oyuncu olarak kabul edilir.Almanya Futbol Federasyonu'ndan Matthias Sammer onun için "şimdiye kadar yaşayan en yetenekli oyunculardan biri" demiştir.                                                                    Borussia Dortmund[değiştir | kaynağı değiştir]
Götze daha 8 yaşındayken Borussia Dortmund'un altyapısına katıldı. 21 Kasım 2009'da Bundesliga'daki ilk maçına 1. FSV Mainz 05 karşısında çıktı. 0-0 berabere biten maçın 88. dakikasında Jakub Błaszczykowski'nin yerine oyuna dahil oldu. Shinji Kagawa'nın sakatlanıp sezonu kapatmasıyla 2010-11 sezonu boyunca A takımda forma giydi. 15 asist ve 6 golle Dortmund'un şampiyon olmasında katkısı oldu.
Bundesliga'nın 2011-12 sezonu açılış maçı olan Hamburger SV'ye bir gol atıp iki asist yaparak 3-1'lik galibiyete büyük katkısı oldu.
23 Nisan 2013 de Götze Bayern Münih'e transfer olmuştur.Borussia Dortmund resmi Facebook hesabından yaptığı açıklamada Götze’nin 1 Temmuz 2013 tarihi itibariyle Bayern Münih’e transfer olmak istediğini kulübe bildirdiğini ifade etti. Bayern Münih, Mario Götze’nin sözleşmesinde bulunan “38 milyon euro’ya serbest kalır” maddesini kullanarak yıldız futbolcuyu kadrosuna katmış oldu.
Millî takım kariyeri[değiştir | kaynağı değiştir]

Genç milli takımlarda oynadıktan sonra Almanya A milli ile olan ilk maçına 17 Kasım 2010'da İsveç karşısında çıktı. 78. dakikada Dortmund'dan takım arkadaşı Kevin Großkreutz'un yerine oyuna dahil oldu[2] ve en genç Alman milli futbolcu oldu. [3] Götze ve André Schürrle, Almanya birleştikten sonra doğan ilk iki Alman milli futbolcu oldu. İkinci maçına ise 9 Şubat 2011'de İtalya ile yapılan hazırlık maçında çıktı.
Götze millî takımdaki ilk golünü 10 Ağustos 2011'de Brezilya'ya attı.

12 Ocak 2014 Pazar

Ricardo Quaresma

Ricardo Quaresma kimdir? Ricardo Quaresma futbola Sporting Lizbon altyapısında başladı. O zaman ki Teknik Direktörü Laszlo Bölöni, ona Mustang O Cigano (Çingene) lakabını takmıştır. Genellikle vatandaşı Cristiano Ronaldo ile aynı mevkiide yer aldığı için, oyun stilleri ve hızları ile kıyaslanmaktadır. Sağ ayağını daha iyi kullanabilmesine karşın sağ kanadın yanında çoğunlukla sol kanatta oynayan futbolcu, ayrıca ileri uç oyuncusu olarak da görev yapabilmektedir.Uzun toplar Trivela , top sürüşleri,Frikik vuruşları ile de kıyaslanmaktadır. Quaresma, İntrer'de bu yıl 3 maça çıktı ve hiç gol atamadıi Portekiz Millî Futbol Takımı'nda 2003 yılından beri görev yapan Quaresma, 24 maçta 3 gol kaydetti. Sporting Lizbon Sporting Lizbon altyapıdan yetiştirdiği oyuncularla ünlüdür. Bunların başında Cristiano Ronaldo, Nani ve Quaresma gelmektedir. 2000-2001 sezonunda B takımda 15 lig maçı oynamıştır. Önümüzdeki sezon içerisinde kulüp yöneticisi Laszlo Bölöni 28 maç oynayan 3 gol, lig ve önemli bir oyuncusu tarafından üst düzey takıma alınmıştır. Oynadığı 62 maçta 8 gol atmıştır ve FC Barcelona'nın dikkatini çekmiştir. FC Barcelona 2003 yılında FC Barcelona'ya 6 milyon Euro ve Fabio Rochemback karşılığında transfer oldu. Barcelona'da maçlara çoğunlukla yedek başladı. Oynadığı 26 maçta 1 gol kaydetti. 2004 Avrupa 21 Yaş Altı Futbol Şampiyonası sırasında sakatlandı. Geldiği yıldan bu yana Portekiz Milli Takımı'nın formasını giymektedir. Daha sonra 2004 yılında Porto'ya 6 milyon Euro'ya ve Deco karşılığında transfer oldu. FC Porto Quaresma geldiği ilk sezonda ağır eleştirildi ve bencillikle suçlandı. Ancak yavaş yavaş oyunu takım arkadaşları oyunukurmaya başladı ve üçüncü yıl Porto ile favori futbolcu oldu. Hem onun yüksek performansı Portekiz Ligi ve Şampiyonlar Ligi'nin çeşitli kulüplerinin ilgisini çekti. Porto ile 2011'e kadar sözleşmesi varken kısa süre içinde kendini 2.kez bir dünya kulübünde buldu. Porto ile çıktığı 112 maçta 24 gol kaydetti.

11 Ocak 2014 Cumartesi

Marco Reus

Marco Reus (Almanca söyleyişi: [ˈmaɐ̯koː ˈʁɔʏ̯s] d. 31 Mayıs 1989) Sağ kanat ve sol kanat mevkinde görev yapan milli Almanfutbolcu. Reus kariyerini Bundesliga ekiplerinden Borussia Dortmund'da sürdürmektedir. Almanya Millî Futbol Takımı ile EURO 2012'de mücadele etti. Marco Reus hızı, tekniği ve top çalmasıyla tanınır.

Önceki Kariyeri[değiştir | kaynağı değiştir]

Reus, DortmundNorth Rhine-Westphalia'da doğdu. Futbola amatör olarak 1994 yılında yaşadığı yerin takımı olan Post SV Dortmund'da başladı ve 1996 yılında Borussia Dortmund'un altyapısına transfer oldu. 2006 yaz sezonunda Borussia Dortmund'dan ayrıldıktan sonra Rot Weiss Ahlen'in U-19 takımına geçti. İlk yılında ofansif orta saha olarak beş maçta oynadı. İlk iki maçta bir gol attı. Ertesi yıl as takıma geçmeyi başardı. O sezon oynadığı 14 maçta iki gol attı. Sezon sonunda takımı 2. Bundesliga'ya çıktı. Burda 2008-09 sezonunuda geçiren reus 2. Bundesliga'da 27 maça çıktı ve 4 gol atmayı başardı.

Borussia Mönchengladbach[değiştir | kaynağı değiştir]


Marco Reus Borussia Mönchengladbach formasıyla top koştururken.
Marco Reus 25 Mayıs 2009'da henüz 20 yaşındayken o sezon Bundesliga'ya yükselen Borussia Mönchengladbach kulübü ile dört yıllık sözleşme imzaladı. Reus ilk golünü Bochum takımı ile deplasmanda 3-3 berabere kaldıları maçta attı. Kulüpteki ilk golünü ise 28 Ağustos 2009'daBorussia-Park'ta 2-0 kazandıkları Mainz 05 ile oynadıkları Bundesliga maçında tek başına 50 m koşarak attı. 2. Golünü deplasmanda oynadıkları Hamburger SV maçında kaydetti. İlk sezonunda reus 33 maça çıktı ve 8 gol atıp verimli bir performans sergiledi. 2009-10 Sezonunda ilk maçına deplasmanda 6-3 kazandıkları Bayer 04 Leverkusen maçında çıkan reus Bayern Münih maçındada 1 gol atıp taraftarın gözüne girdi ve sezonun sonuna yaklaşılırken bürsürü gol atsada takımının sezon sonunda ligi 16. sondan 3. bitirmesine engel olamadı ve Mönchengladbach takımı 2011-12 sezonunda Bundesliga'da kalmak için Bochum takımıyla play off oynamak zorunda kaldı. İlk maçı kendi evlerinde 1-0 kazandılar 2. maçta Bochum takımı 1-0 öndeyken 74. dakikada Reus'un golü ile maç 1-1 beraberlikle bitti ve Borussia Mönchengladbach takımı 2011-12 sezonu içinde Bundesliga'da mücadele etmeye hak kazandı. Sezon sona erdiğinde Reus bir sağ kanat için etkileyici bir karneye sahip olmuştu. Reus lig ve kupayla beraber 2010-11 sezonunda 37 maça çıkıp 13 gol attı. 2011-12 Sezonunda ilk maçına deplasmanda 1-0 kazandıkları Bayern Münih maçında çıkan Reus Borussia-Park'ta 4-1 kazandıkları VfL Wolfsburg ve 2-1 kazandıkları Hannover 96maçlarında 2 gol birden attı ve 5-0 kazandıkları SV Werder Bremen maçında kariyerinin ilk hattrick'ini yaptı. 2011-12 sezonunun başlarında Reus on iki maçta yedi gol attı ve Borussia Mönchengladbach kulübü ile olan sözleşmesini 2015'e kadar uzattı. Ezeli rakipleri olan Gelsenkirchen ekibiSchalke 04 ile kendi evlerinde oynadıkları ve 3-1 kazandıkları maçta 2 gol attı. Sezonun son maçı Mainz 05 ile oynanan deplasman maçında 3-0 kazandılar ve Reus 2 gol atarak sezonu fırtına gibi kapattı. Sezon sonunda müthiş bir istatistik yakaladı. Marco Reus Sağ kanat oyuncusu olarak 2011-12 sezonunda toplam çıktığı 37 maçta 21 gol attı veBundesliga'nın en iyi oyuncusu seçildi. Avrupa'nın dev kulüplerini peşinden koşturan Reus 4 Ocak 2012'de 17.5 milyon € karşılığında Borussia Dortmund'a transfer oldu ve Temmuz 2017'ye kadar beş yıllık bir sözleşme imzaladı. Böylece altyapısında oynadığı Dortmund'a dönmüş oldu.

Borussia Dortmund[değiştir | kaynağı değiştir]

Reus Dortmund formasıyla ilk Bundesliga maçına 2-1 kazandıkları Werder Bremen maçında çıktı ve karşılaşmada 1 gol attı.

Millî takım kariyeri[değiştir | kaynağı değiştir]


11 Ağustos 2009'da 21 yaş altı takımındaki ilk maçına Türkiye karşısında çıktı.[1] 6 Mayıs 2010'da A takıma çağırıldı. 14 Mayıs 2010'da yaptıkları Maltamaçı ilk a milli maçı oldu.[2] 11 Mayıs 2010'da, Bayer Leverkusen maçındaki sakatlığı yüzünden kadrodan çıkarıldı.[3] Oynadığı ilk a milli maçı ise 7 Ekim 2011'deki Türkiye maçı oldu
.

10 Ocak 2014 Cuma

Luka Modric

Luka Modrić ] hırvat orta saha oyuncusudur.2007-2008 sezonunda Dinamo Zagreb'te oynamış, yeni sezon için Tottenham Hotspur'la 6 yıllık imza atmış bulunmaktadır. 2007'de Prva HNL liginde "yılın futbolcusu" seçilmiştir.

Cristian Baroni

Cristian Baroni25 Haziran 1983 tarihinde, Belo Horizonte,Brezilya’da dünyaya geldi. Doğum adı Mark Junio Nascimento Oliveira Baroni olan futbolcu, Brezilya’nın en eski futbol takımlarından birisi olan Paulista Futbol Klubü’nün altyapı kadrosuna 2001 yılında kabul edildi.
2001-2002 yılları arasında B takımında top koşturmasının ardından2003-2004 futbol sezonunun başlangıcında Paulista’nın A takımına alınan genç yetenek, takımıyla beraber sahaya çıktığı 42 lig maçında toplam 28 gol kaydetti. Ortasaha pozisyonunda oynamasına karşın neredeyse bir forvet oyuncusunun verimliliğinde oynadığı maçlar sayesinde kısa sürede kendisine büyük bir hayran kitlesi edindi.
2005 yılında Atletico PR takımına transfer olan genç futbolcu, bu takımda geçirdiği iki yılda eskiye oranla daha defansif bir oyun tarzı kazandı. Takımıyla beraber sahaya çıktığı 57 lig maçında 18 gol kaydeden başarılı oyuncu, 2007 yılında Flamengo takımına kiralık olarak gönderildi. Bu takımdaki ilk yılını kiralık olarak dolduran ve de 27 lig maçında sahaya çıkan Baroni, 2008 yılında Flamengo ile yaptığı sözleşme sonucunda takımın renklerine bağlandı.
2008-2009 futbol sezonunda bir kez daha takım değiştiren genç oyuncu, Flamengo’dan Corinthians’a transfer oldu. Formasını giydiği bütün takımlarda ağırbaşlı ve sertikten uzak futbolu ile dikkatleri üzerine çeken başarılı futbolcu, bütün profesyonel futbol kariyeri boyunca sadece bir kez kırmızı kart gördü.
2009 yılında Corinthians ile Fenerbahçe S.K. arasında yapılan antlaşma sonucunda 5 milyon dolarlık bir bedelle Türkiye Süper Ligi’ne transfer olan başarılı futbolcu, halen Fenerbahçe formasını gitmektedir.

Didier Drogba

Didier Yves Drogba Tébily Fildişi Sahilli futbolcu. Premier League ekiplerinden Chelsea ve Fildişi Sahili Milli Futbol Takımı formasını giymektedir. Drogba, profesyonel futbol kariyerine 12 yaşında Fildişi Sahilleri'nın Levallois kulübü ile başladı. Ardından 21 yaşında ilk kontratına imza attı fakat 2002–03 sezonunda gerçek potansiyeli Ligue 1 klübü Guingamp için 34 maçta 17 gol atınca açığa çıktı. Aynı sezon, Fildişi Sahili Milli Futbol Takımı ile ilk uluslararası maçına çıktı ve milli takım için ilk golünü attı. Ardından 2003'de Marsilya ile 3.3 milyon u00A3 için anlaştı. Sezonu 19 gol ile gol krallığında 3. olarak tamamladı ve takımını 2004 UEFA Kupası Finali'ne taşıdı. Bu performansı kulüp rekoru kırarak 24 milyon u20AC'ya Chelsea'ya transfer olmasını sağladı. Burada kariyerinin zirvesine çıkan Drogba, 2006-07 sezonunda attığı 18 gol ile Premier League'de gol kralı olma başarısını gösterdi. Ayrıca Drogba 2006-07 sezonunda Afrika'da Yılın Futbolcusu ödülününde sahibi olmuştur. 2006 FIFA Dünya Kupası'nda Fildişi Sahili Milli Futbol Takımı'nın kadrosunda yer alan Drogba, bu takımın kaptanlığınıda yapmaktadır.

Mario Balotelli

Hayatı

Gerçek soyadı "Barwuah" olan Mario, 1990 yılında Ganalı göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İki yaşındayken Brescia'nın hemen dışındaki Bagnolo Mella'dan "Balotelli" ailesi tarafından evlat edinildi. Onu evlat edinen aile Mario'nun ünlü bir futbolcu olması için daha büyük bir kent olan Concesio'ya taşındı.


Futbol Kariyeri

A.C. Lumezzane

Futbola 5 yaşında "San Bartolomeo'da başladı ve 12 yaşında Lumezzane ile devam etti. Mario çok çabuk gelişerek birkaç yıl sonra A takıma yükselecek seviyeye ulaştı. Nisan 2006'da, 15 yaşındayken Serie C1'e yükselen takımda boy gösterdi. Lumezzane ile ilk resmi maçına Padova karşısında çıktı.

F.C. Internazionale Milano

Aynı yıl haziran ayında üvey kardeşinin girişimleriyle denenmek üzere Barselona'ya gitti. 3 maçta attığı 8 golle Barselona'nın dikkatini çekti ama Mario'nun vatandaşlık durumu konusundaki belirsizlik sorun yarattı. Mario 18 yaşına kadar Balotelli ailesinin resmi oğlu olarak değerlendirilmiyor, Gana vatandaşı sayılıyordu. Ancak, İtalyan kulüpleri onunla ilgileniyordu. Fiorentina ve Internazionale onun için kıyasıya bir mücadeleye girdi ve sonunda bu yarıştan galip çıkan ekip mavi-siyahlılar oldu. Milano şehri kendi evine daha yakındı ve İnter kulübü onu her gün Concesio'daki evinden aldırıp bıraktırmayı vaat etmişti. Altyapıdaki bir sezonun ardından Inter'in genç takımını Viareggio'daki gençler turnuvasında şampiyonluğa taşıdı. Balotelli, A takımı formasını ilk kez 16 Aralık 2007 tarihinde giydi. Teknik direktör Roberto Mancini, İnter'in 2-0'lık Cagliari galibiyetiyle sonuçlanan maçın 90. dakikada onu oyuna aldı. Üç gün sonra Reggina ile oynanan kupa maçında deplasmanda sahaya ilk 11'de çıktı ve 2 gol attı. Balotelli, 1 ay sonra İtalya Kupası çeyrek finali rövanşında Juventus karşısında forma şansı buldu. İnter'in 3-2'lik galibiyetinde kilit isim oldu. Serie A'da ilk golünü 6 Nisan 2008'de deplasmanda 2–0 kazanılan Atalanta maçında kaydetti.

Balotelli, 4 Kasım 2008'de UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Kıbrıs takımı Anorthosis Famagusta'ya gol atarak, "UEFA Şampiyonlar Ligi'nde gol atan en genç İnter Milanlı futbolcu" unvanına 18 yıl 85 günlükken sahip oldu. Daha önceki rekorsa, 18 yıl ve 145 günle Obafemi Martins'e aitti. Nisan 2009'da İnter Milan formasıyla Juventus'a gol attığı 1-1 berabere biten maçta Juventuslu taraftarların "O... çocuğu Balotelli" gibi bir ırkçı tezahürata maruz kalması sonucu İtalya Futbol Federasyonu tarafından Juventus'a sahasındaki bir maçı seyircisiz oynama cezası verilmiştir.


Milli Takım Kariyeri

Teknik direktör Pierluigi Casiraghi, Balotelli'ye İtalya 21 Yaş Altı Millî Futbol Takımı'nda ilk kez 15 Kasım 2006'da Danimarka karşısında forma şansı vermiştir. İtalya 21 Yaş Altı Millî Futbol Takımı'yla toplamda 8 kez millî olup 4 gol atmıştır.


Başarıları
İnter Milan
  • Trofeo Giacinto Facchetti: 2007
  • Viareggio Turnuvası: 2008
  • Serie A: 2007-08, 2008-09
  • İtalya Süper Kupası: 2008

David Ferrer

David Ferrer Ern, 2 Nisan 1982 tarihinde İspanya'nın Javea kentinde doğan İspanyol tenisçi. ATP dünya sıralamasında 10. 'dur. 2008 ve 2009 yıllarında İspanya ile Davis Kupası'nı kazanmıştır. 

Ödüller . David Ferrer

Acapulco2010, 2011, 2012
Bastad2007, 2012
Buenos Aires2012, 2013
Bükreş2002
Paris2012
Portekiz Grand Prix2007, 2011, 2012, 2013
Rosmalen2008, 2012
Stuttgart2006
Tokyo2007
Valencia2008, 2010, 2012

Rafael Nadal

Rafael Nadal
(d. 
3 Haziran 1986, Manacor, Mallorca), İspanyol tenisçi.

Dört yaşında halen koçluğunu yapan amcası Toni'nin çabalarıyla tenise başladı. Diğer amcası 
Miguel Angel Nadal, FC Barcelona ve İspanya Milli takımında yıllarca forma giyen ünlü bir savunma oyuncusudur.
Rafael Nadal, profesyonel 
tenis dünyasında ilk kez 16 yaşında oynadığı 2003 Monte Carlo Master Series turnuvasıyla dikkat çekti. Karol Kucera ve Albert Costa'yı yendikten sonra Guillermo Coria'ya mağlup oldu. ATP seviyesinde oynadığı üçüncü turnuvada Carlos Moya 'yı mağlup edip herkesi şaşırttı. Oynadığı ilk grand slam olan Wimbledon 2003'te 3.tura yükseldi. 2004'ten itibaren klasmanda hızla yükseldi. 2004 yılında Sopot turnuvasını kazanan Nadal, bir yıl sonra aralarında Roland Garros ve dört [[Master Serisi (Roma, Monte Carlo, Madrid, Montreal) turnuvasının da olduğu toplam 9 şampiyonluk elde etti.2005 yılını Roger Federer'in ardından ikinci sırada bitiren Nadal, 2006'da ikinci grand slam turnuvasını yine Fransa Açık'ta (Roland Garros) kazandı. Dünya'nın bir numarası Roger Federer'e karşı üst üste beşinci galibiyetini alırken, toprak korttaki yenilmezlik serisini 60 maça çıkardı. Bu alanda eski rekor, 53 galibiyetle 1977'de Arjantinli Guillermo Vilas tarafından elde edilmişti.
Henüz 20 yaşında şimdiden gelmiş geçmiş en iyi toprak kort oyuncuları arasında gösterilen Rafael Nadal, 
Real Madrid futbol takımının da sıkı taraftarları arasında bulunuyor.
Toprak kortun kralı kendisini 2006 yılının ortasından itibaren diğer kortlarda da geliştirmiş ve wimbledon da final oynama başarısı göstermiştir.



Kazandığı Şampiyonluklar: 

TEKLER

  • 2004 Sopot
  • 2005 Acapulco
  • 2005 ATP Masters Series-Canada Masters
  • 2005 ATP Masters Series-Madrid Masters
  • 2005 ATP Masters Series-Monte Carlo Masters
  • 2005 ATP Masters Series-Rome Masters
  • 2005 Barcelona
  • 2005 Bastad
  • 2005 Beijing
  • 2005 Costa Do Sauipe
  • 2005 Roland Garros
  • 2006 ATP Masters Series-Monte Carlo Masters
  • 2006 ATP Masters Series-Rome Masters
  • 2006 Barcelona
  • 2006 Dubai
  • 2006 Roland Garros
  • 2007 ATP Masters Series - Indian Wells Masters
  • 2007 ATP Masters Series - Monte Carlo Masters
  • 2007 ATP Masters Series - Rome Masters
  • 2007 Barcelona
  • 2007 Roland Garros
ÇİFTLER
  • 2003 Umag
  • 2004 Chennai
  • 2005 Doha


9 Ocak 2014 Perşembe

Resimler

Lebron James
                                                                          Franck Ribery
                                                                            Ronaldinho

Xavier Hernandez

Xavier Hernandez Creus(d.25 Ocak, 1980 TerrassaBarcelonaKatalonya) genellikleXavi diye bilinen İspanyol futbolcu.
Futbol hayatına FC Barcelona altyapısında başlayan Xavi 18 yaşında Barcelona'nın A takımına yükseldi. 1998 yılından bu yana FC Barcelona kadrosunda yer alan Xavi oynadığı 8 yılda 20 gol attı. İspanya Milli Futbol Takımı'nın da formasını giyen Xavi oynadığı 53 maçta 5'de gol kaydetti. Euro 2008'de Turnuvanın En İyi Oyun Çıkaran Futbolcusu seçilmiştir.Pas yüzdesi,üstün oyun zekası ve tekniği cok yüksektir .Bu seneki Barcelona'nın şampiyonluğunda büyük pay sahibi olmuştur.Iniesta ile orta sahanın bel kemiği olmuşlardır.
Barça ile 2014 yılına kadar sözleşmesi vardır ve yılda 7.5 milyon € kazanmaktadır.
Başarıları [değiştir]
Euro 2008 şampiyonluğu

Franck Ribery

Bu biyografimiz de dünyanın en iyi futbolcuları arasında gösterilen  Franck Ribery hakkındaki bilgileri sizlerle paylaşacağız. Franck Ribery ile ilgili bütün bilgilere ve fotoğraflarına ulaşabilirsiniz. Franck Ribery biyografisi, boyu, kaç yaşında ve nerelidir?
Franck Ribery, 7 Nisan 1983 yılında Fransa Boulogne-sur-Mer'de dünyaya geldi. Lakabı Scarface (Yaralı Yüz)'dür. Ribery iki yaşında iken ailesi onunda arabada olduğu bir trafik kazası geçirmiş ve Ribery'nin kaza sonrası yüzüne yaklaşık yüz dikiş atılmıştır.
Profesyonel futbol hayatına ülkesinin US Boulogne takımında başladı.  Fransa'da dört farklı takımda oynadıktan sonra Ocak 2005'te Galatasaray'a transfer oldu. Galatasaray'da dört ay oynadı. 2005'te kulübünden üç ay boyunca ödeme alamaması nedeniyle, sözleşmesinin geçersiz olduğuna dayanarak Galatasaray'a bonservis bedeli ödenmeksizin Marsilya ile anlaştı.
Şu anda Almanya'nın Bayern Münih takımında forma giymektedir.

8 Ocak 2014 Çarşamba

Ronaldinho

Ronaldinho Kimdir ? [Hayatı, Kariyeri, Başarıları]

Asıl adı Ronaldo de Assis Moreira’dur, fakat daha çok Ronaldinho veya Ronaldinho Gaûcho olarak bilinir. Ronaldinho, Portekizce “Küçük Ronaldo” anlamına gelir. Bu lakabın sebebi ise Ronaldinho’nun küçük yaşlarda (o sırada Inter‘de oynayan) Ronaldo‘ya duyduğu hayranlıktır. Gaûcho ise Rio Grande do Sul bölgesinde bazı futbolculara takılan “mutlu” anlamında bir lakaptır. Ronaldinho hala devam eden güleryüzlülüğü ve neşesiyle bu lakabı en çok hak eden futbolculardan biridir.
21 Mart 1980 tarihinde Brezilya‘nın Porto Alegre şehrinde doğdu. Fakir bir ailenin üç çocuğundan en küçüğüdür. Baba Joao Da Silva Moreira bir havuz kazasıyla öldüğünde Ronaldinho 8 yaşındaydı. Aile geçimini Ronaldinho’nun ağabeyi Assis’in futboldan kazandıklarıyla sağlamaktaydı. Ülkenin yarısından fazlasının fakirlik çektiği Brezilya’da hemen hemen her çocuğun kurtuluş yolu olarak görülen futbol Ronaldinho için de bir hedefti. İlk idolü ve hocası da Assis oldu.
Kulüp KariyeriPSG Yılları
Ronaldinho 2000-2001 sezonu boyunca birçok Avrupa kulübünün ve menejerin dikkatini çekti. Gremio kendisine gelen her astronomik teklifi geri çevirdi. Tekliflerin 75 Milyon Euro’ya kadar çıktığı iddia ediliyordu. Bu futbola kayıtsız kalamayan Luis Fernandez, Ronaldinho’yuParis Saint Germain‘e getirmek için ısrarlı davrandı. Ronaldinho’nun menajerliğini yapan Assis sonunda PSG’ye evet dedi ve 2001 yılında 5 yıllık bir anlaşmaya imza attı. İki takım arasında bonservis bedeli konusunda çıkan anlaşmazlık sonucu olay hukuki alana taşındı ve Ronaldinho 6 ay futboldan uzak kaldı. Sonunda 4,5 milyon dolarlık bonservis bedeli tespit edildi ve Ronaldinho tekrar futbola döndü.
PSG’deki ilk yılı pek de parlak geçmedi. Özellikle Paris gecelerine düşkünlüğü yüzünden zamanın teknik direktörü Luis Fernandez ile araları açıldı ve bir daha da yıldızları barışmadı. İlk yılında 28 maç oynadı ve 9 gol attı. Fakat 2002 yılında biraz da olda adaptasyon sorununu atlatmış göründü. Oysa PSG’deki sıkıntısı sürüyordu, daha büyük bir takıma gitmek istediğini açık açık söyledi. Fakat sözleşmesi yüzünden zorunlu olarak takımında kaldı. 2003 yılında, PSG Avrupa Kupaları‘na katılma hakkı kazanamayınca sözleşmesindeki madde uyarınca Ronaldinho’yu satış listesine koymak zorunda kaldı.
Barcelona yılları
Beckham’ı FC Barcelona‘ya getireceği vaadiyle başkan olan Joan Laporta, bu transfer denemesinde başarısız olmuş, üstelik Beckham ezeli rakip Real Madrid‘e kaptırılmıştı. Daha önce de Figo‘yu ezeli rakibine kaptıran Katalanlar bu fiyaskoyu da kaldıramazdı. Bu gerçeği iyi bilen Laporta kendisini kurtarabilecek tek transferin Ronaldinho transferi olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden PSG ile Manchester United arasında süren pazarlıkları fırsat bilerek 19 Temmuz 2003 tarihinde, 57 Milyon Euro bonservis bedeliyle transferi bitirdi.
Barcelona’daki ilk maçına 27 Temmuz 2003 tarihinde çıktı. İlk maçından itibaren, PSG günlerinin tersine çok istekli, çok mücadeleci ve çok başarılı bir futbol ortaya koydu, her geçen gün de futbolunu geliştirdi. İlk senesinde Barcelona La Liga’yı ikinci bitirdi. Ronaldinho 32 maçta 29 gol atmıştı. Çok istediği İspanya lig şampiyonluğunu ise ikinci senesi olan 2004-2005 sezonunda ulaşabildi. Bu sırada en büyük hedefinin Şampiyonlar Ligi‘ni kazanmak olduğunu söyleyen Ronaldinho, bu amacına da 2005-2006 sezonunun sonunda ulaşmıştır.
Milli Takım Kariyeri
1998 yılında Wanderley Luxemburgo tarafından Amerika Kupası için milli takıma çağrılan Ronaldinho ilk milli maçını da 26 Haziran 1999 tarihinde bu turnuvada Letonya‘ya karşı oynadı. Milli forma altında attığı ilk gol ise yine aynı tunuvada Venezuella’ya attığı goldü.Ronaldinho brezilya formasında 11 numaraydı.
2001-2002 yılında futboldan uzak kaldığı 6 ay yüzünden 2002 Dünya Kupası için Brezilya Milli Takım‘ına alınmayacağı düşünülüyordu. Fakat dönemin teknik direktörü Felipe Scolaribeklentileri boşa çıkardı. Ronaldinho oynadığı futbol ve attığı iki gol ile Scolari’nin seçiminin ne kadar doğru olduğunu gösterdi.
Brezilya 2005 yılında Almanya’da düzenlenen Konfederasyon Kupası’nda şampiyon oldu. Ronaldinho bu kupada 3 gol attı. Birini grup maçlarında 2-2 biten Japonya maçında (dk.32), birini yarı finalde 3-2 Brezilya galibiyetiyle biten Almanya maçında (dk.43) ve birini de finalde 4-1 biten Arjantin maçında (dk.47) attı. Ayrıca final maçında maçın adamı seçildi.
Başarıları
  • Kulüp
    • 2005-2006 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu
    • 2005-2006 İspanya Lig Şampiyonluğu
    • 2005 İspanya Süper Kupası
    • 2005 Konfederasyon Kupası
    • 2002 Dünya Kupası Şampiyonluğu
    • 1999 Amerika Kupası Şampiyonluğu
    • 1997 17 yaş-altı Dünya Şampiyonluğu